Oturma izninin alınmaması inşaat açısından hukuki bir ayıp oluşturur (teşkil eder).Oturma izni bulunmayan bağımsız bölümlerin fiilen teslim alınmasına ve kullanılmasına engel bir durum yoktur.
Taraflar arasındaki davanın, (Ankara Dokuzuncu Asliye Hukuk Hakimliği)nce görülerek reddine dair verilen 28.9.1988 tarih ve 217-513 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Her ne kadar sözleşmenin 6. maddesinde, yükleniciye verilmesi gereken dava konusu iki bağımsız bölümün yüklenici adına tescili için iskan raporunun alınmasına bağlı tutulmuş ise de,dairemizin öteden beri yerleşmiş içtihatlarına göre oturma izninin alınmaması inşaat açısından hukuki bir ayıp teşkil eder. Diğer kusurlu ve eksik işlerde olduğu gibi oturma iznine bağlı hukuki ayıbın giderilmesi masraflarının yükleniciye ait olacağı tabiidir. Diğer bir anlatımla, oturma izni bulunmayan bağımsız bölümlerin fiilen teslim alınmasına ve kullanılmasına engel bir durum mevcut değildir. Nitekim somut olayda, 21.1.1988 tarihli tesbit raporunda inşaatın bu aşamasında İmar Müdürlüğü`nce onaylı projeye aykırı hususların İmar Yönetmeliği`nin 97. maddesi hükmü uyarınca binaya iskan ruhsatı verilmesini engelleyici nitelikte bulunmadığı belirtilmiş, mahkemece yapılan incelemeye ait 6.6. 1988 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da iskanın verilmesini engelleyecek teknik bir sakıncanın bulunmadığı açıklandıktan sonra kullanıma engel olmayan eksik ve kusurlu işler toplamı bedelinin 8.673.075.TL.den ibaret bulunduğu saptanmıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş, davalı arsa sahiplerinin sözleşme gereğince kendilerine verilen bağımsız bölümlerdeki eksik ve kusurlu işler bedeli ile ortak yerlerde tesbit edilen bu gibi eksik ve kusurlu işlerden davalıların paylarına düşen miktarı hesap etmek, oturma izni alınabilmek için sözleşme hükümleri gereğince yüklenicinin sarfı gerekli paranın ne ölçüde olabileceğini belirlemek, bu kalemlerden elde edilecek toplam alacağın davalılara ödenmesi kaydıyla birlikte ifaya ve tescile karar vermek olmalıdır.
Mahkemenin bu yönleri gözardı ederek ve bir hakkın sırf başkasını zararlandırıcı yönde kullanılmasının hukukun himaye etmeyeceğini gözetmeksizin yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru görülmemiştir.
Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün davacı yararına(BOZULMASINA), oybirliğiyle karar verildi.
Y15HD 25.05.1989 - K.1989/2513